Eski günlerinden emekli olmuş iki banka soyguncusunun, hayatlarına bir kez daha gerilim katmaya karar verdiği, düşündürücü bir kara filmle karşı karşıyayız. Bu iki eski dost, son bir vurgun yapmak üzere anlaşıyorlar ancak işler planlandığı gibi gitmiyor. Kader onları bir kez daha geçmişin karanlık yüzüyle karşı karşıya getiriyor. Kendilerini iyi tanıyan bir figür, soyladıkları bankadan elde ettikleri tüm kazancı çalıyor ve bu parayı 7 bavula böler. Bu bavulların her biri, soyguncuların tanıdığı bir kişiye bırakılıyor. Bu durum ise, son derece talihsiz ve ölümcül bir oyunun başlangıcı oluyor. Eğer soyguncular bavullardan birini alırlarsa, bavulun bırakıldığı kişi hayatını kaybediyor. Bavulları almak onlar için büyük bir çıkmaza dönüşüyor. Ancak bavulları almazlarsa da tüm emekleri boşa gitmiş olacak. İşte film, bu çaresizlik üzerine kurulu ve izleyenlerini derin düşüncelere sürüklemeyi başarıyor. Esasen, bu film, birer soyguncunun gözünden, insan yaşamının değerini sorgulamayı başarıyor. Kendi içerisinde acımasız bir etik dersi barındıran bu film, iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, hırs ile vicdanın çatıştığı bir hikayeyi değerlendiriyor.