Gelecekte, büyük işsizlik oranlarıyla boğuşan bir Fransa'yı konu alan yapım, ülkenin büyük şirketler tarafından yönetildiği bir dönemi anlatıyor. Ares, kendi alanında başarısız sayılabilecek bir boksördür. Bir gün kız kardeşi tutuklandığında, ona yardım etme fırsatını yakalar ve bilinenin aksine kazanmayı garantileyen yeni bir ilaca başvurmayı kabul eder. Bu yapım, toplumdaki işsizliğin çözümünün büyük şirketlerin elinde olduğu ve bunun bireylere nasıl yansıdığını ele alıyor. Ares karakterinin yaşadıkları, bu duruma direnen bir bireyin hikayesini perdeye taşıyor. Daha çok hayatta kalmak ve sevdiklerini korumak için mücadele eden bir adamın portresini çizen film, aynı zamanda boksun sert dünyası ile ilaç endüstrisinin karanlık yüzünü de gözler önüne seriyor. Filmin kahramanı, kaybeden bir boksör olan Ares, hayatını değiştirecek radikal bir karar alır. Kız kardeşini kurtarmak için kendini riske atar ve yeni bir uyuşturucu denemeyi kabul eder. Bu maddeden alacağı güçle, ringde yenilmez bir savaşçı olmayı umar. Ancak bu ilacın bedeli ağır olacaktır. Film, düşük sosyo-ekonomik durumda olan bir bireyin, sevdiklerinin hayatını kurtarmak için neleri göze alabileceğini gösteriyor. Fransa'daki işsizlik sorunu ve büyük şirketlerin ülkenin ekonomik kontrolünü ele geçirme temaları üzerinden, insanların değerlerini ve ahlaklarını sorgulamalarını sağlıyor. Ares'in hikayesi, izleyiciye uyuşturucuların ve diğer hızlandırıcı maddelerin sporda nasıl bir etkiye sahip olduğunu ve bunların bireyler üzerindeki potansiyel zararlarını gösteriyor. Sonuç olarak, bu film, işsizlik, büyük şirketlerin gücü ve uyuşturucu kullanımının tehlikeleri gibi can alıcı meseleleri etkileyici bir şekilde ele alıyor. Gerekli dramatik gerilimi sağlamak için seçilen müzikler ve çekim teknikleri de filmi oldukça başarılı kılıyor.