Lise son sınıfın yarısında ruhsal bir hastalığa tanı konan zeki ve içe dönük bir genç, bu durumu gizli tutmaya çalışırken aynı zamanda parlak bir sınıf arkadaşıyla aşık olur. Bu sınıf arkadaşı ona, durumuyla tanımlanmamayı öğretir ve ilham verir. Bu öykü, gençlik dönemlerinde ortaya çıkan zihinsel hastalıklar ve bu durumların hayatlarımızda yarattığı zorlukları mükemmel bir şekilde işliyor. Ana karakterin bu zorlu süreçteki çabaları, yaşadığı iniş çıkışlar, tüm bunları gizli tutma çabası ve aşık olma durumu, filmi izlerken duygusal bir yolculuk yaşatıyor. Diğer yandan, sevgilisi ve onunla kurduğu ilişki, ona kendisini bir hastalıktan öte bir birey olarak görmesini sağlıyor. Ayrıca film, gençlerin psikolojik rahatsızlıklarla nasıl başa çıktığına dair gerçekçi bir bakış açısı sunuyor. Toplumun bu tür rahatsızlıklara karşı tutumunu, bu durumun gençlerin sosyal ve akademik hayatlarını nasıl etkilediğini ve bu zorlukların üstesinden gelmek için hangi mekanizmaların kullanıldığını inceliyor. Sonuç olarak, bu film, zihinsel sağlık konularını samimi ve hassas bir şekilde ele alırken, aşk ve kabullenme gibi evrensel temaları da hatırlatıyor. Bu hikayede özdeşleşebileceği birçok genç olduğuna inanıyorum. Herkese kesinlikle öneririm.