Princeton Üniversitesi'nde çalışan ve önemli bir terfi almayı bekleyen bir kabul memuru, kendi hayatını düşündürücü bir yeniden değerlendirmeye sürüklenir. Bu hikayenin dikkat çekici unsuru, bu yeniden değerlendirmenin nedeninin, onunla hayatının kesişen bir genç olmasıdır. Bu genç, alternatif bir okulda okuyan ve üniversiteye gitmeye hazırlanan bir öğrencidir. Fakat asıl ilginç olan nokta, bu öğrencinin, yıllar önce gizlice evlatlık verdiği oğlu olabileceği ihtimalidir. Bu beklenmedik durumla karşı karşıya kalan kabul memuru, mesleki açıdan büyük bir risk alır. Ancak bu hikaye sadece bir risk hikayesi olmanın ötesinde, kendini bulma, geçmişle yüzleşme ve kayıp zamanları telafi etme hikayesidir. Öte yandan, üniversite kabul süreçlerinin karmaşıklığını ve baskılarını da gözler önüne serer. Bu film, aile bağlarının ve kişisel özverinin ne kadar güçlü olabileceğini gösterirken aynı zamanda eğitim sistemimizin çelişkilerini ve zorluklarını da ele alıyor. Bu karmaşık hikaye, izleyiciyi bir yandan duygusal bir yolculuğa çıkarırken, diğer yandan toplumsal ve sistemik sorunlara da dikkat çekiyor.