Fransız Direnişçilerini Nazilere yakalatmamak için mücadele eden altı yaşındaki bir çocuk ve köpeğinin hikayesini anlatan bu film beni oldukça etkiledi. Film, tarih ve çocukluk masumiyetinin çarpıcı bir karışımı. İkinci Dünya Savaşı sırasında, acımasız Nazi güçlerinin Fransız Direnişi'ni yakalama çabasına karşı savaşan küçük bir çocuğun ve onun sadık dostu köpeğin hikayesi adeta izleyiciyi ekrana kilitliyor. Hikaye, kahramanımızın yoldaşı olan köpeği ve onun arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Bu, seyircinin ana konuya olan duygusal bağlantısını güçlendiriyor ve filmi daha dokunaklı hale getiriyor. Oysa çocuğun durumu trajik bir hikayeye sahip ama film, izleyiciyi ağlatmaya değil, onlara umut vermeye odaklanıyor. Yönetmen, çocuğun masumiyetini ve hikayesinin direnişi kullanarak, tarihi bir savaşın tam ortasında bir çocuğun dünyayı nasıl gördüğünü mükemmel bir şekilde gösteriyor. Film, çocuğun düşmanı yenmek için kullandığı zekice stratejilere ve köpeğin sadakatine ve cesaretine odaklanıyor. Sonuç olarak, bu film bir çocuğun ve köpeğinin hikayesini anlatan sıra dışı bir hikaye ile savaş filmi severlerin beğenisini kazanıyor. Film, çocukların masumiyetinin ve sadık bir dostun gücünün aşamayacağı hiçbir engel olmadığını başarıyla gösteriyor. Nazilere karşı Fransız direnişçilerini koruma çabası, izleyicinin tüm duygularını harekete geçiriyor. Bu film, tarihi olayları çocukların gözünden anlatan ender filmlerden biri olma özelliğini taşıyor. Hem tarih meraklılarının hem de bir dostluk hikayesine ilgi duyanların kesinlikle izlemesi gereken bir film.