Film, parti canavarı bir adam olan Sati'nin hikayesini anlatıyor. Sati, tavırları nedeniyle evde dağılmış bir aile bırakmıştır. Karısı Meta, onu terk etmeye hazırlanmaktadır. Ancak hikayenin asıl odak noktası olan kişi, henüz 15 yaşında olan kızı Namo'dur. Namo, gözle görülür bir şekilde babasının sürekli bozulan sözlerinden yılmış ve hayata dair umudunu kaybetmiştir. Film, aile ilişkileri ve umutsuzluğun derinliklerine iniyor. Karakterlerin yaşadığı çatışmalar ve sorunlar, izleyiciyi öyle bir düşünmeye ve yargılamaya sevk ediyor ki, film sona erdikten sonra bile aklınızdan çıkmıyor. Sati'nin umursamaz tavırları ve Meta'nın sabrının tükenmesi, ana hikaye arasında başka bir çatışmanın başlamasına neden oluyor. Ancak tüm bu karmaşanın ortasında Namo, hayata karşı olan tavrını nasıl değiştireceğini ve umudunu yeniden nasıl bulacağını çözmeye çalışıyor. Filmin çarpıcı bir yanı da, Namo'nun genç yaşına rağmen hayata dair bu kadar çok şey hissetmesi ve düşünmesi. Bu yüzden, her yaştan izleyici için evrensel bir mesajı var. Sonuç olarak, bu film aile bağları, bozulan sözler ve hayata karşı hissedilen yorgunluğun bir portresi. Unutulmaz bir hikaye ve derin karakterlerle dolu bir film. İzleyiciyi düşündüren ve hissettiren bir eser.