Adrian Langley'in yönettiği "Kasaplar İkinci Kitap: Raghorn", yamyam temalı üçlemenin ikinci halkası olarak dikkat çekiyor ve ilk filmde bıraktığımız noktadan hikâyeyi devam ettiriyor. "Kasaplar" serisinin başlangıcında, kırsal bir bölgede izole bir yaşam süren, yoldan geçen herkesi potansiyel kurban olarak gören ve onları ölü et muamelesi yaparak dehşet saçan sadist bir aileyi tanımıştık. Bu sıra dışı ve tüyler ürpertici aile, bölgedeki insanları tedirgin eden eylemleriyle izleyicilerin hafızalarına kazınmıştı. İkinci film "Kasaplar İkinci Kitap: Raghorn", bu kez bir araba kazasının ardından gelişen korkunç olayları ele alıyor. Kazazedeler, gözlerini açtıklarında kendilerini acımasız yamyamların elinde buluyor ve bu yamyamlar, onları av olarak değerlendirip et için doğramayı planlıyor. Film, ilk filmin bıraktığı noktadan daha da ileriye gidiyor ve izleyicilere daha fazla kan, kasvet ve orman terörü sunarak gerilim dolu anlar yaşatıyor. Burada hayatta kalma mücadelesi ve insan doğasının en karanlık yönleri, izleyicilere adeta ayna tutulmuş gibi yansıtılıyor. Film boyunca karakterler, kaçış yolları ararken hem yamyam ailenin korkunç dünyasına hem de kendi içsel korkularına karşı savaşıyor. Adrian Langley, bu filmde atmosferi daha da yoğunlaştırarak gerilimi artırmayı başarıyor. "Kasaplar İkinci Kitap: Raghorn", izleyiciyi koltuğuna mıhlayarak hem dehşet dolu bir hikaye anlatıyor hem de insan doğasının sınırlarını sorgulatıyor. İzlediğinizde, bu film uzun süre aklınızdan çıkmayacak.
