New York City'li idealist bir genç halk avukatının hikayesine odaklanan film, hukuki sistem tarafından tükenmiş, mesleğinin sınırında, etrafında evrenin çökmekte olduğu belirtilerini görmeye başlayan bir karakteri merkezine alıyor. İş aralarında gözüne çarpan bir durum, bir müşterisinin milyonlarca dolarlık uyuşturucu anlaşmasını çalmaya karar vermesidir. Bir yandan adalet arayışındaki bitkin halk savunucusunun, diğer yandan da etrafındaki çöküşün hikayesine yansıyan toplumsal gerçekliğin izini sürebiliriz. Filmin kahramanı, haliyle bizim de gözlerimizin önünde evrilirken, mesleğini kaybetme tehlikesiyle boğuşurken, bir yandan da kendi etrafındaki dünyanın çöküşüne şahit olmaktadır. Filmin kilit noktası ise, müvekkilinin uyuşturucu ticaretini gözlemlemesi ve bu duruma karşılık bir soygun planlamasıdır. Sadece bir avukat değil, aynı zamanda bir "Robin Hood" misali zalimlere karşı bir bakıma isyanını ilan eder. Bu durum, filmin yüksek gerilimini ve karmaşık etkileşimleri de beraberinde getirir ve izleyiciyi derin düşüncelere dalmaya sürükler.