"Colette" filmi, aynı zamanda gerçek bir olayı temel alan bir dönem filmi. Filmin temel karakteri olan Colette, eşi tarafından kendi adına roman yazmaya zorlanıyor. Ancak bu durum, Colette'nin kendi yeteneklerini ve yeteneklerini ortaya çıkarması ve kabul ettirmesi için bir uyanışa dönüşüyor. Bu sürecin anlatıldığı filmde, dönemin cinsiyet normlarına ve toplumsal beklentilere meydan okuyan bir kadın yazarın özgürleşme mücadelesine tanık oluyoruz. Bu hikaye, Colette'nin kendine ait olanı talep etme ve kendi yeteneklerini tüm dünyaya gösterme arzusunun bir temsili. Yönetmenin kaleme aldığı hikaye, izleyiciye feminist bir direnişin gerçek bir örneğini sunuyor. Bu direnişin ortasında yer alan Colette, döneminin engellerine rağmen kendi sesini duyurmayı başarıyor ve bu süreçte de birçok kadına ilham kaynağı oluyor. Film ayrıca, yazarlık ve sanatın toplumsal cinsiyet üzerindeki etkisini derinlemesine inceleyerek, dönemine ait kısıtlamaların ve cinsiyet ayrımcılığının sanatta ne kadar büyük bir engel teşkil ettiğini gözler önüne seriyor. Kendi ismiyle yazılan romanların başarısını gören Colette, yeteneklerini herkes tarafından bilinen ve tanınan bir hale getirmek için mücadele ediyor. Bu da onun, kadının toplumdaki yerini ve önemini sorgulayan, zorlu bir yolculuğa çıktığını gösteriyor. Sonuçta, Colette sahip olduğu yeteneklerini ve hakları için savaşmakta kararlı ve bu yüzden de izlemeye değer bir karakter. Bu film, bir kadının toplumsal cinsiyet normlarına karşı direnişinin, kendi yeteneğini ve haklarını savunmanın portresi olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, sanatta ve toplumda eşitlik arayışını anlatan etkileyici ve ilham verici bir hikaye sunuyor. Kendi ismine yazılmış bir başarı hikayesini talep eden bir kadının hikayesi, sinema tarihinde oldukça etkileyici bir iz bıraktı. "Colette", sadece bir yazarın hikayesini değil, aynı zamanda bir kadının özgürlük savaşını da başarıyla anlatıyor.