1800'lerin Danimarka kırsalında geçen hikaye, bir çiftçinin ailesini karnını doyuramamakla karşı karşıya kalmasının dramatik hikayesini konu alıyor. Bu durumda bulunan çiftçimiz, çaresizliğin pençesine düştüğü bir dönemde, yanı başında yaşayan varlıklı bir çiftçi ile anlaşma yapmaya karar verir. Anlaşma, çiftçinin sahip olduğu çiftliği ve kızını bu zengin çiftçiye vermesi üzerine kuruludur. Hikaye, dönemin ekonomik koşullarının baskılarını ve aile bağlarının kurban gittiği zorlu bir dönemde nasıl hayatta kalınabileceğini anlatıyor. Bu sinemasal eser, insanın var oluş mücadelesini, sosyal baskıları ve ailevi değerlerin maddi değerler karşısında ne kadar savunmasız kaldığını gözler önüne seriyor. Bu film, hayatta kalma savaşı veren bir baba figürü üzerinden, dönemin toplumsal değer yargılarını, ekonomik sefaletini ve aynı zamanda aile bağlarının ciddi bir sınavdan geçişini başarılı bir şekilde aktarıyor. Film, hem dikkat çekici konusu hem de başarılı performanslarıyla izleyicinin hafızasında derin izler bırakıyor.
