Lea, Adrian ve sağır doğan küçük kardeşleri Theo, aile içi bir anlaşmazlık nedeniyle hiç tanışmadıkları dedeleri Paul "Oliveron" ile Provence'da tatil yapmak üzere yola çıkarlar. Ne yazık ki, hayal ettikleri gibi bir tatil değildir, özellikle de Theo için. Adrian ve Lea'nın gözleri önünde, Theo sürekli olarak güvensiz ve dışlanmış hisseder. Onun da diğer çocuklar gibi normal bir hayata sahip olma hakkı vardır, ancak sağır olması nedeniyle sürekli olarak iletişim sorunları yaşar. Bu durum, Theo'nun tatilin tadını çıkarmasını engeller ve ailesiyle gerçek bağlar kuramamasına yol açar. Ancak, tatil boyunca dedeleri Paul ile geçirdikleri zaman, ailenin geçmişindeki anlaşmazlıkların nedenlerini öğrenirler. Zaman içinde olgunlaşan ve geçmişin olaylarını anlayan Lea ve Adrian, ailelerinin geçmişteki hatalarını telafi etmek için bir fırsat olduğunu fark ederler. Film boyunca, aile bağlarının önemi ve sağır bireylerin yaşadığı zorluklar vurgulanır. Theo'nun hayatındaki sınırlamalar ve dışlanma duygusu, izleyicilerde empati ve anlayış yaratır. Onun hassas ve güçlü karakteri, filmin en dokunaklı anlarını oluşturur. Provence'ın muhteşem doğal güzellikleri ve etkileyici sinematografisi, filmde görsel bir şölen sunar. Bu, izleyicilerin filme derinlemesine dalmalarını sağlar ve duygusal bir yolculuğa çıkarmalarına yardımcı olur. Filmin yönetmeni, karakterlerin iç dünyasını ve duygularını ustaca yansıtan bir şekilde tasvir eder. Oyuncuların performansları da oldukça etkileyicidir. Özellikle Theo'yu canlandıran aktör, sağır bir karakteri başarıyla canlandırırken, izleyicilere gerçek bir deneyim sunar. Genel olarak, Provence'ta Tatil filmi, aile bağlarının ve iletişimin önemini anlatan dokunaklı bir hikaye sunar. Karakterlerin gelişimi ve sağır bireylerin yaşadığı zorluklar, izleyicilerde derin bir etki yaratır. Harika görselleri ve etkileyici performanslarıyla, bu film kesinlikle izlenmeye değer.