Soğuk kanlı bir baştan çıkarıcının alacakaranlık altındaki Tokyo'da doğuşu. Şehrin ruhsuz bir metropolünün uç noktalarında izole bir şekilde yaşam mücadelesi veren Catherine, geçimini çeviri işleriyle zar zor sağlar. Ancak beklenmedik bir şekilde karşısına çıkan gizemli bir müşteri, ona oldukça kazançlı bir iş sunar. Bu iş, Catherine'in çarpık ve uyumsuz arzularını tatmin etmesi için de bir fırsat olur. Film ilerledikçe, gerçeklik ile yanılsama arasındaki çizgiler bulanıklaşmaya başlar. Bu bulanıklık, Catherine’in müşterisinin gizemli parşömenlerinin lekeli parçalarını anlamlandırma mücadelesini kusursuz bir şekilde yansıtır. Parşömenler, yalnızca tuhaf karakterler ve karmaşık hikayeler barındırmakla kalmaz, aynı zamanda Catherine'in kendi iç dünyasına ait gizemleri de ortaya çıkaran bir metafor görevini üstlenir. Film, Catherine'in bu yeni iş ve kendi içsel çatışmalarıyla olan yolculuğunu izleyiciye sunarken, karakterin şehirdeki yalnız varoluşunu daha da derinlemesine işler. Catherine'in hayatı ve iş ilişkileri arasındaki sınırlar silikleşirken, seyirci de onun her adımını merakla takip eder. Film, izleyiciyi, Catherine'in Tokyo'nun karanlık ve karmaşık dünyasındaki yolculuğuna ortak eder.