Bir grup turist, Blair Cadısı (1999) filminden etkilenerek Burkittsville, Maryland'e doğru yola çıkar. Amaçları, filmdeki mitolojiyi ve olağanüstü olayları yerinde keşfetmek ve belki de kendi nörozlarına ya da belki de hala ormanda dolaşmakta olan cadıya yüz yüze gelmektir. Filmlerin gerçek hayatta tohumlandığı bu tür efsanelerin, izleyiciyi kendine çekmesi, hikayenin ilerleyişi ve karakterlerin psikolojik durumları ile birleşince, hedeflediği kitleye farklı bir deneyim sunmayı başarıyor. Blair Cadısı'nın gölgesinde geçen bu ziyaretin asıl amacı, filmin de alt metninde sürekli vurgulanan korkunun ve paranoyanın ne kadar derinlere işleyebileceğini anlamaktır. Çünkü burada karşımıza çıkan korku, sadece bir cadı efsanesi değil, aynı zamanda kendi bilinçaltımızdaki korkuları ve nörozları da içeriyor. Film, karakterlerin bu baskı altında nasıl çöktüklerini, gerçekle hayalin nerede birleştiğini ve sonunda kendilerini ne kadar ileriye götürebileceklerini gözler önüne seriyor. Korku ve gerilim türündeki bu film, izleyiciye sadece eğlence sunmakla kalmayıp, bir yandan da içsel korkularımızla yüzleşme fırsatı sunuyor. Dolayısıyla, Blair Cadısı'nın bu yeni macerası, sadece bir korku filmi olarak değil, aynı zamanda bir insan ruhunun labirenti olarak da görülebilir.
