Aslen kırsal kesimde dedektif olarak çalışan Byeong-Soo, sakin yaşantısını bir kenara bırakıp ailesini Filipinler'e bir tatil yolculuğuna çıkarıyor. Ancak bu eşsiz tropikal tatil, umdukları huzur ve refahın çok ötesine geçerek, beklenmedik bir şekilde bir kabusa dönüşüyor. Byeong-Soo, Patric adında bir suçlunun planladığı bir cinayete karıştırılıyor ve hızlıca baş şüpheli haline geliyor. Torunlarının ilk kez deniz göreceği bu tatilde, Byeong-Soo'nun ise herşeyin kontrolü dışına çıktığı bir durumla karşı karşıya kalıyor. Patric’in planladığı bu cinayet, dikkatli bir araştırma ve mercek altına alınması gereken bir dizi ipucunu içeriyor. Görevine olan bağlılığı ve dedektiflik yetenekleri, hem ailesini korumak hem de masumiyetini kanıtlamak için Byeong-Soo'ya rehberlik ediyor. Her ne kadar Byeong-Soo çaresiz ve zor durumda olsa da, bu hikâye ilerledikçe seyircilere, karakterin aslında ne kadar karmaşık ve derin olduğunu gösteriyor. Kendisini soyut bir şekilde adaletin peşine düşmüş bulan Byeong-Soo, bu olayları çözmek için elinden geleni yaparken, seyircinin de kendisine sempati duymasını sağlıyor. Bu film, tam bir aksiyon ve gerilim dolu hikaye sunduğu kadar, aynı zamanda aile bağları ve kişisel direniş temasını işleyerek seyirciye derin bir anlam katıyor. Bu yapımı izlerken, gerçekten de bir film yorumcusu olarak, filmin her ayrıntısının, her karakterin derinliğinin ve olayların karmaşıklığının ne kadar etkileyici olduğunu kabul etmek zorunda kalıyorum. Bu filmin her sahnesi adeta ayrı bir hikaye anlatıyor. Büyüleyici oyunculukları ve sürükleyici hikayesi ile bu film, sıradan bir polisiye hikayenin çok ötesine geçiyor.