Temmuz 2017'de, deneyimli bir doğa sever, Kuzey Nevada'da gerçekleştirdiği bir doğa gezisinde ortadan kayboldu. Yoğun bir arama sonrasında, ne yazık ki hiçbir yerde bulunamadı. Kayboluşunun üzerinden tam üç yıl geçtiğinde, arkadaşları ve sevdikleri... Hikaye bu noktada derinleşir, hisler yoğunlaşır ve izleyiciyi ekran başına kilitleyen birçok ayrıntı çıkar ortaya. Kaybolan kişinin her biri hayatına farklı bir bakış açısı sunan arkadaşları, sevenleri, akrabaları, geçmişi ve tabi ki bu trajik olayı çözme arzusuyla yanıp tutuşan yerel dedektifler... İzleyici, bu gizem dolu hikayenin parçalarını birleştiren, gözlerden kaçan ayrıntıları yakalayan bu karakterlerin hayatına giriyor. Dokunaklı hikayesi, sürükleyici senaryosu ve gerçekçi karakterleri ile bu film, izleyicisini derin bir duygusal yolculuğa çıkarıyor. Kayboluşunun üçüncü yıl dönümünde, dostlarının ve sevdiklerinin yasadığının yanı sıra hala onu bulma umuduyla yaşadıklarına şahit oluyoruz. Bu, izleyicinin kendi iç sesiyle yüzleşmesine yol açan, tüyler ürpertici bir hikaye. Sonuçta her ne kadar film bir kayboluş hakkında olsa da, aslında insan ilişkileri, yaşama dair umut ve elbette ki hayatta kalma mücadelesi hakkında bir dizi öğretici ders sunuyor. Bu filmi izlemek hem bir deneyimdir, hem de bir düşündürücüdür. Yani aslında çok daha fazlasıdır. Film konusunu ve karakterlerinin derinliklerini etkili bir şekilde ele almasının yanı sıra, insanın içsel dünyasının zenginliği ve karmaşıklığı konusunda da büyük bir başarıya imza atıyor.