Bir zamanlar başarılı bir sporcu olan ancak şimdi görme yetisini yitirmiş olan bir adam, hayatta kalabilmek için özgürlüğünü kazanmak amacıyla onu kendi çıkarları için kullanmış olabilecek, uzun süreli bir husumet yaşadığı kardeşinin yardımına muhtaç durumdadır. İkisi hiçbir zaman birbirine yakın olmamıştır, fakat bu zorlu durum karşısında, gözle görülemeyen ancak var olan derin bir bağın farkına varırlar. Ayrılmışlık ve anlaşmazlıklarla dolu bir hayat süren bu iki kardeş, hayatta kalabilmek ve geçmişteki hataları düzeltmek için birbirlerine ihtiyaç duyacaklarını çabucak anlarlar. Her ne kadar görme yetisini yitiren sporcu kardeş özgürlük peşinde koşan kardeşine güvenmekte tereddüt etse de, zor zamanlar birbirlerine olan güvenlerini sınamalarına neden olur. Bu ilişkinin karmaşıklığı ve iki kardeşin birbirleri hakkında öğrendikleri şok edici gerçekler, filmde ilgi çekici ve duygusal bir dramın oluşmasına neden olur. Görme yetisini yitiren eski sporcu, hayatta kalmak için kardeşine güvenmek zorunda kalmıştır. Aynı zamanda, kardeşi de ayrıcalıklarını kullanarak özgürlüğünü kazanmak ve belki de biraz da vicdanını rahatlatmak için gerekeni yapar. Bu film, bir yandan izleyiciye aile bağlarının önemini ve ne koşulda olursa olsun birlikte var olmanın gücünü hatırlatırken, diğer yandan da özgürlük, güven ve affetme gibi insana dair evrensel temaları sorgulamamızı sağlıyor. Her iki kardeşin de geçmişin hatalarını telafi etme mücadelesi ve birbirlerine olan bağlılıklarının derinlemesine incelenmesi sayesinde, izleyici filme adeta bir ayna olarak bakarak kendi hayatlarını ve ilişkilerini sorgulamaya teşvik ediliyor.