Valentin Roxas, hayatının büyük bir kısmını babası Tatay Lito ile birlikte geçirmiş bir çocuktu. Annesi, Valentin henüz yedi yaşındayken, daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla yurt dışına çalışmaya gitmişti. Bu ayrılık, Valentin'in çocuk ruhunda derin bir boşluk yaratmıştı. Ancak, Tatay Lito, oğlunun normal bir çocukluk geçirmesini sağlamak için büyük bir çaba sarf etti. Valentin'in annesinin yokluğunu hissetmemesi için ona annesinden geliyormuş gibi görünen mektuplar yazdı. Bu mektuplarda, annesi Valentin'e her zaman geri döneceğine dair söz veriyor, ona ne kadar çok özlediğini anlatıyordu. Lito, yazdığı bu mektuplarla Valentin'in dünyasında bir umut ışığı yaratıyor ve onun annesinin sevgisinden mahrum kalmamasını sağlıyordu. Bu duygu yüklü hikaye, aile bağlarının ve sevginin engel tanımadığını gösteren duygusal bir film olma özelliği taşıyor. Valentin büyüdükçe, gerçeği öğrenip ailesine karşı olan hislerini sorgulamaya başlar. Annesinin geri dönüşüyle yüzleşmesi, filmin en çarpıcı anlarından biridir. Bu film, izleyicilere sevginin ne kadar güçlü bir bağ olduğunu hatırlatıyor.