Yüzyıllar öncesine dayanan bir şiire dayanan bu film, bir ailenin gizemli bir malikaneye taşınması ve kısa süre sonra dev bir örümcek formunu alan bir varlık tarafından hedef alınmalarını konu alıyor. Film, izleyicileri, doğaüstü bir gerilim havası içerisine çekmeyi başardığı gibi, ailenin yaşadığı korku ve tedirginliği de etkili bir şekilde yansıtıyor. Üstün oyunculuk performansları ve gerçekçi özel efektler, bu ürkütücü hikayenin atmosferini daha da yoğunlaştırıyor. Özellikle dev örümceği canlandıran varlık, izleyicinin aklında kalıcı bir iz bırakan, ender görülen bir korku ikonu olmayı başarıyor. Film, geleneksel korku öğelerini başarıyla kullanırken, aynı zamanda izleyiciyi sorgulatmayı ve derin düşüncelere sevk etmeyi de ihmal etmiyor. Yönetmenin detaylara verdiği önem, mekan seçiminden kostümlere, ışıklandırmadan hikayenin karanlık tonuna kadar her ayrıntıda hissediliyor. Her bir sahnenin dikkat çekici bir özenle çekildiği bu film, izleyicisini beklenmedik bir yolculuğa çıkarıyor. Özellikle malikanenin kasvetli atmosferi ve dev örümceğin varlığı, izleyicinin tansiyonunu sürekli olarak yüksek tutarken, hikayenin kendine has ritmi ve yolculuğu da aileyi izlerken hissedilen gerilimi sürekli kılar. Belki de asırlar öncesine dayanan bu korkunç hikaye, modern sinema teknikleri ve kusursuz yönetmenlik sayesinde izleyicilere oldukça etkileyici ve unutulmaz bir deneyim sunuyor. Her ne kadar başroldeki aileyi bekleyen korkunç son, bir örümcekten daha fazlasını ifade ediyor olsa da, bu film korku ve gerilim severler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapıt.