Malezya'da mutasyona uğramış bir Zika salgını yaşandıktan sonra, yasadışı hacker grubu 'The Leakers'ın olaya dahil olduğunu görmekteyiz. Bu hikayede Hong Kong polisi David'in merkezi bir karakter olduğunu ve AMANAH isimli farmasötik şirketin karmaşık bir düzen içerisinde olduğunu gözlemliyoruz. David, AMANAH'ın Malezya'daki suçların ardındaki baş konspiratör olduğuna dair bilgileri açığa çıkarmaya çalışır. Bu durum, izleyicinin AMANAH'ın karanlık işlerini, suç örgütleriyle ilişkilerini ve belki de halkın sağlığıyla oynayan gizli projelerini merak etmesine neden oluyor. 'The Leakers' hacker grubu ile işbirliği yaparak, David bu karmaşık davanın, kendi yeteneklerini bile zorlayan zorlu bir labirent olduğunu keşfeder. Filmin ilerleyen sahnelerinde, 'The Leakers'ın ne denli güçlü bir grup olduğunu ve bu tür durumlarla nasıl başa çıkacaklarına dair izleyicilere heyecan verici ipuçları bırakılıyor. Filmde, genel olarak teknoloji ve bilim dünyasının daha karanlık yanlarına dikkat çekiliyor. Bulaşıcı bir hastalığın mutasyona uğraması ve bir farmasötik şirketin bunu nasıl bir komploya dönüştürebileceği konusu, izleyicileri içine çeken bir durum oluşturuyor. Sonuç olarak, 'The Leakers' ve Hong Kong Polisi David'in hikayesi, hem teknolojiyi hem de toplumu etkileyen karmaşık bir suç öyküsünü gözler önüne seriyor. Bu nedenle film, hem modern dünyanın sorunlarına dokunan bir içerik sunuyor hem de izleyicilere karmaşık bir hikaye sunarak onları ekrana kilitlemeyi başarıyor.