Ford Dagenham otomobil fabrikasındaki 1968 grevini canlandıran bir filmi ele alıyoruz. Ancak bu sadece bir endüstriyel eylem anlatısı değil, aynı zamanda cinsel ayrımcılığa karşı kadın işçilerin verdiği bir direniş hikayesi. Fabrikanın kadın çalışanları, cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı tepki göstermek için bir gün iş bıraktılar. Film, bu önemli tarihi olayı ve kadınların ayrımcılığa karşı verdikleri savaşı güçlü bir şekilde tasvir ediyor. Bu kişisel ve toplumsal seviyede yankılanan bir çatışma. Tarih kitaplarında belki de yeteri kadar yer bulamayan bu direniş, sinemaya taşınırken hayat buluyor. Dagenham kadınları, zorlu bir mücadeleye girişirken, onların hikayesini ve cinsiyet ayrımcılığına karşı verdikleri mücadeleyi anlamak için bu filmi izlemeliyiz. Onlar sadece bir otomobil fabrikasında çalışan kadınlar değiller, aynı zamanda büyük bir sosyal eşitsizliğe karşı çıkan eylemciler. Film, ayrımcılığın birçok farklı biçimini ve kadınların bunlarla nasıl başa çıktığını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bu tür zorlukları aşmanın önemini de vurguluyor. Sonuç olarak, bu tarihi olayın dramatik bir canlandırılması sadece tarih kitaplarını zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda izleyicilere cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında farkındalık kazandırıyor.
