Film, bir hayvan barınağında çalışan bir adamın, eski bir aşkına tesadüfen rastlaması ve onu bu barınağın altındaki bir yerde tutsak etmesi etrafında dönüyor. Filme başlarken, karakterlerin derin psikolojik portrelerine dikkat çekmektedir. Ana karakterin eski aşkına olan tutkusunun, onu böyle radikal bir yönteme itmesi, seyircinin aklında çeşitli sorular oluşturuyor. Filmin ilerleyen bölümlerinde, karakterler arasındaki gerginlik ve psikolojik çatışmaların artması, seyirciyi adeta perdeye kilitlemiştir. Hayvan barınağı, sıradan bir işyeri gibi görünse de aslında bir tür hapishaneye dönüşmüştür. Burası, hem adamın hem de kadının korkuları, özlemleri ve tutkularıyla yüzleşmesi için bir alan oluşturmaktadır. Adamın eski aşkını tutsak etme eylemi, özünde aslında ona olan aşkını ve bağlılığını ifade ederken, aynı zamanda reddedilme ve terk edilme korkusunu da açığa vuruyor. Zorlu mekan ve karakterlerin karmaşık duygusal durumları, bu filmi sıradan bir gerilim filmi olmanın ötesine taşıyor ve izleyiciyi derin psikolojik bir yolculuğa çıkarıyor. Eski aşkına rastlayan adamın, bu durum karşısında nasıl bir tepki vereceği ve olayların nasıl bir akış içerisinde devam edeceği ise filmin izleyicisini ekran başında tutan en büyük unsurlardan biri oluyor.