Bir uykuda hekimin rolünü üstlenen karakterin, insanların kabuslarında yaşayan ve onlarda beslenen bir iblisten ailesini koruma çabalarını anlatan bu filmde derin bir hikaye ve etkileyici bir sinematografi sunuluyor. Bu karanlık ve gizemli hikayeye, uyku dünyasının karmaşık ve bilinmez doğasını keşfederken bizi saran bir retorikle yaklaşıyor. Bir yandan ailenin duygusal yolculuğuna tanıklık ederken, bir yandan da bu tıbbi profesyonelin ahlaki ve profesyonel ikilemlerine dikkat çeken film, korku ve gerilim türlerinin sınırlarını zorluyor. İblisin rüya dünyasına sızma yeteneği, izleyiciyi en savunmasız oldukları yerde, kendi rüyalarında bile güvende olmadıklarını düşündüren bir korku yaratıyor. Tam bir korku filmi olmasına rağmen, aynı zamanda bir aile draması ve bilim kurgu öğeleri ile de bezenmiş. Oyuncu kadrosu ve yönetmenin başarısı sayesinde, film izleyicilerin geceleri rahat uyumalarını engelleyecek kadar korkunç, ancak bir sonraki sahnenin ne olacağını merak etmeye devam etmelerini sağlayacak kadar çekici. Sonuç olarak, bu film, korku türünün kalıplarını kıran ve izleyicisinin rüya ve gerçeklik arasındaki ince çizgi üzerinde yürüttüğü bir deneyim sunuyor. Uykuda olan bir hekimin, ailesini kabuslarında beslenen bir iblisten nasıl koruyacağını anlatan bu hikaye, korku ve gerilim türlerinin sınırlarını aşan bir başyapıt olarak sinema tarihindeki yerini alıyor.