Korku ve dramın ustalıkla harmanlandığı bu film, ormanın derinliklerinde avlandığı ve dolaştığı bir genç kızın hikayesini anlatıyor. Ancak bu genç kız, ölümsüz, yani ölüler aleminden bir yaratık. Bu karanlık ormanda, bir gün kör bir çocukla karşılaşıyor. İkisi de hayatlarında tahayyül bile edemeyeceğimiz travmalar yaşamış. Ölümsüz kızın kana susamışlığı ve çocuğun karanlık dünyasındaki yalnızlığı birbirlerinde çözüm buluyor ve bu keskin contrast öyküye inanılmaz bir dinamik katıyor. Kız ve çocuk, birbirlerinin yaralarını sarmaya çalışırken, izleyici de onların bu dikkat çekici ve dehşet dolu dünyasına sürükleniyor. Herkesin umutsuzluk denizinde bir umut ışığı aradığı bu dünyada karanlık ve ışık, yaşam ve ölüm temaları ustalıkla işlenmiş. İki karakterin başından geçenler yüreğinizi sızlatacak nitelikte. Fakat bu umutsuzluk ve karanlık içinde beliren o küçük ışık, belki de bu hikayenin her şeyi yoluna koyması için yeterli. Söz konusu ölümsüz bir kız ve onunla dost olan kör bir çocuk olduğunda, belki de daha fazlasını beklemek hayalcilik olurdu.