Orta Doğu'nun kanayan yarası olan Suriye'nin güneyinde, 2011 Mart ayında başlayan ve Mısır ve Tunus'taki popüler ayaklanmalar tarafından tetiklenen devrim rüzgarlarından etkilenen çocukların hikayesini ele alıyoruz. Bath rejimini eleştirmek amacıyla duvarlara grafiti çizen bu minik kahramanlar, tehlikenin farkında olmadan bir başkaldırının fitilini ateşliyorlar. Ancak bu isyanın bedeli ağır oluyor. Çocuklar, yaşı küçük olmalarına rağmen, orantısız güç kullanılarak gözaltına alınıyor ve işkenceye maruz kalıyorlar. Bu durum, başta yerel halk olmak üzere herkesi derinden sarsıyor. Olayların merkez üssü Dera şehri, geleneksel aile ve aşiret yapısının güçlü olduğu bir yer. Bu yapı, Dera'da yaşanan çocuk tutuklamalarına karşı halkın tepkisini daha da körüklüyor ve büyük bir ayaklanmayı başlatıyor. Çocukların çizdiği grafitiler, bu süreçte toplumsal direnişin ve özgürlük taleplerinin sembolü haline geliyor. Bu olaylar, sürecin içinde yer almasalar da tüm dünyayı etkileyen bir hikayenin başlangıcı oluyor. Bath rejiminin baskıcı tutumu, hürriyet arayışındaki bir halkın sesini daha da yükseltirken, uluslararası arenada da Suriye hakkında ciddi tartışmaların yaşanmasına vesile oluyor.