Filmin kahramanı, geri dönüşlü hafıza kaybına sahip ve anti-sosyal bir ses tasarımcısıdır. Küçük dünyasında sürekli alışılagelmiş rutinini tekrar edip duran bu adamın hikayesi, yaşadığı apartmandaki bir seri cinayetler zinciri ile şekil bulur. Bu cinayetler sırasında, kahramanımızın geçmişteki gizemli hayatına dair hatıralarını tetikler. Kendi geçmişi ile bağlantısı olabileceğini düşündüğü bu cinayetler karşısında bir yandan da en çok sevdiklerini koruma mücadelesi verir. Bir yandan hayatının en önemli bölümünü hatırlamamakla mücadele ederken, diğer yandan hız kesmeyen cinayetleri durdurmak için amansız bir yarış içine girer. Bu süreçte, filmin kahramanı geçmişine dair hatıralarını yeniden kazanmaya ve aynı zamanda cinayetlerin ardındaki sırrı çözmeye çalışır. Filmin odağında, geçmişi ve bugünü arasında sıkışmış, ses tasarımının soyut dünyasında kaybolmuş bir anti-kahraman var. Gizemli geçmişi ve hafıza kaybının tekinsiz atmosferi, filmin gerilim dozunu artırıyor. Unutulan bir geçmişin, gizemle örülü bir cinayet serüvenine dönüşmesini izlemek oldukça heyecan verici ve bir o kadar da sarsıcı. Ses tasarımcısının anti-sosyal karakteri ise film boyunca sürekli bir gizem unsurunu canlı tutuyor. Kendi dünyasına çekilmiş ve kimseyle iletişim kurmayan bu karakterin iç dünyası, filmi izlerken sizi de içine çekiyor. Hafızasındaki kayıplar ile dolu bu adamın, hatırlaması gerekenlerin peşindeki hızlı koşusu, filmin örgüsünü daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak filmin sonunda, bu karmaşık örgü tüm parçaları yerine oturuyor ve bizlere unutulmaz bir final sunuyor. Kendi geçmişini hatırlarken, bir yandan da serinin son kurbanını kurtarmaya çalışan kahramanın hikayesi, sizi etkisi altına alacak.