Flåklypa adlı küçük kasabanın yaşadığı büyük kar sıkıntısını izlemekteyiz. Karın olmaması, kışın eğlenceli yüzünü göstermemesi ve tabii ki çocukların kar savaşlarına özlemi, bu mütevazı kasabanın gündelik yaşamına melankoli havası katıyor. Bu noktada, kasaba sakinlerinin çaresizliği içindeki umudu Reodor Felgen adındaki bir mucit oluyor. Onun kar makinesi icat etmesi isteniyor. Fakat, makineyi icat etme görevi bir dizi ilginç ve tahmin edilemez olayları da beraberinde getiriyor. Her şeyin kusursuzca planlanacağını ve kasabanın beyaz bir örtüyle kaplanacağını düşünürken, işler beklenildiği gibi gitmiyor. Felgen, özgün fikirleri, sıra dışı icatlarıyla tanınan bir bilim insanı. Ancak, bu sefer işlerin rayından çıkması, onun ve kasaba halkının başını oldukça ağrıtıyor. Yapılan gelişmeleri, bu tatlı hikayenin içinde, bir sinema izleyicisi olarak izlemek bir hayli keyifli oluyor. Bu hikaye; kasaba halkının ortak umudunun bir mucide bağlı olduğu, hüzün ve eğlencenin iç içe geçtiği, beklenmedik olayların peş peşe sıralandığı bir kış masalını anlatıyor. Hikayenin ilerleyişini ve Felgen'in başına gelenleri izlemek, sinemada izleyeceğimiz bir filmden bekleyeceğimiz tüm unsurları bizlere sunuyor. Bu, kahkahalarla güldürürken aynı zamanda düşündüren, sıcacık bir hikaye. Ve elbette, umudun ve mucizevi bir kar yağışının beklenildiği bir kasaba hikayesi.