Bugünlerde küresel teröre karşı savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, özellikle Mohamed Jamar gibi en kötü teröristlere karşı duruşundan taviz vermiyor. Jamar, aylardır ortalarda yok ancak onun ağı hala aktif şekilde çalışıyor. Başkan dünyaya karşı kararlı bir duruş sergilese de perde arkasında ekipleri nihai çözümü bulmak için çalışıyor. Jamar, asla öldürülemeyecek bir paradoksu temsil ediyor. Çünkü eğer ölü bulunduğu takdirde anında bir şehit olur. Yakalanırsa yargılanmalı, suçlu bulunursa yine şehitlik mertebesine yükselerek terör eylemlerine ilham kaynağı olur. Beraat ederse, tüm batı dünyasının politikaları yerle bir olur. Bu yüzden görünmez kalması gerekiyor. Ulusal Güvenlik Ajansı'nın başındaki Roberta Jones, onun sonsuza dek görünmez kalmasını sağlamak için gece gündüz çalışıyor. Romanya'da düzenlenen bir terör konferansına katılma bahanesiyle, Bükreş dışında tenha bir otelde Jamar ile gizli bir toplantı yapmaya gidiyor. Bu toplantıdan kimsenin haberi yok ve amacı onun görünmezliğini satın almak. Yanında sadece güvenlik ekibi var; altı kişilik ekip, kişisel koruması Lance Rockford'un liderliğinde. Hepsi eski özel kuvvetler personeli olan bu ekip, her türlü durumla başa çıkabilecek yetenekte. Ancak otele vardıklarında pusuya düşürüldüler; toplantıdan kimsenin haberi olmaması gerekiyordu, ama birileri bu buluşmayı durdurmak istiyor. Şimdi, kim olduğu bilinmeyen bir saldırganla yaşamları için savaşmak zorundalar. Kendi ülkesine olan sadakati ve hizmetiyle tanınan Lance, çok önemli bir karar verme noktasında buluyor kendini. Bu tehlikeli ve zorlu durumda, inançları ve değerlerini sorgulamak zorunda kalıyor. Her şeyin böylesine karmaşık ve tehlikeli bir hale gelmesi, izleyicilerde gerçek bir gerilim duygusu yaratıyor. Bu film, izleyicileri aksiyonun ve belirsizliğin doruklarına taşıyacak. Film boyunca karakterlerin yaşadığı içsel çatışmalar ve dışsal tehlikeler, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.