Yaptığımız seçimlerin hayatımızı nasıl şekillendirdiğini sorgulatan, değerli bir bilim kurgu filmi olan "Küp" ile karşı karşıyayız. Hafızalarını yitirerek, fizik kanunlarının her zaman geçerli olmadığı, karmaşık bir küp şeklindeki odaya uyanan sekiz yabancı üzerinden akıl yürütme ve hayatta kalma savaşını izliyoruz. Tuhaf bir karışıklığın ve belirsizliğin hüküm sürdüğü bu labirent benzeri mekan, dahilindeki insanı fiziksel ve zihinsel anlamda zorluyor. Hafıza kaybı ise, yaşadıkları bu özel durumu daha karmaşık hale getiriyor. Bu sekiz kişi, kendilerini bu gizemli yerde neden ve nasıl bulduklarını hatırlayamıyorlar. Hikayenin gelişiminde bunu çözme çabaları ve bu mekanla baş etmeleri ana odağımız olacak. Belirsizlik, korku ve endişe ile dolu bu küp şeklindeki odaya hapsedilmiş karakterlerin, fizik yasalarına aykırı durumlar ile nasıl başa çıktığı izleyiciyi kendine bağlayacak nitelikte. Film, izleyicisini bu soyut evrene çekerken, aynı zamanda insan davranışları, kararlar ve sonuçları üzerine de düşündürüyor. Karakterlerin durumlarına empati yapmak ise kaçınılmaz hale geliyor. Kimileri bu durumda liderlik etmeye çalışırken, kimileri ise korku ve panikle hareket ediyor. Yani film, izleyicisine insan doğası ve psikolojisi hakkında da önemli dersler sunuyor. Sonuç olarak, "Küp", bilim kurgunun yanı sıra drama ve gerilim öğelerini de başarıyla harmanlayan, izlerken izleyicisini düşündüren, sorgulatan ve zaman zaman da ürperten bir film. Kendi içinde barındırdığı bu karmaşık dünya, izleyen herkesi kendine hayran bırakacak nitelikte.