"Kurup" adını verdikleri bir suçlu, ölüm sigortası dolandırıcılığı sonucunda birinin hayatına son vermenin ardından polisten kaçmakta. Her sahnesinde adeta bir polisiye gerilim romanından fırlamışçasına etkileyici bir hikaye anlatan film, adeta izleyiciyi ekranın diğer tarafına çekiyor. Filmin ana karakteri Kurup, geniş bir beceri ve zekaya sahip olduğu, ancak bu becerileri ve zekasını yanlış alanlarda, konfor ve varlık uğruna suç işlemek için kullandığı algısını yaratmaktadır. Ayrıca, Kurup'un hayat sigortası dolandırıcılığı sonucunda birini öldürmek gibi son derece soğukkanlılıkla ve planlı bir şekilde işlediği suç, üzerine düşünülmesi gereken derin bir etik konuyu beraberinde getiriyor. Onun bu hareketi, etrafındaki insanları çaresiz ve korkmuş bir halde bırakıyor; ama aynı zamanda onların öfkesini ve adalet arayışını da körüklüyor. Bu durum izleyicide de bazen öfke, bazen merak, bazen de üzüntü gibi karmaşık duygular yaratıyor. Ve bu duyguları Kurup'un polisten kaçış öyküsü başarılı bir şekilde seyirciye aktarıyor. Belki de bu yüzden film, izleyenin içinde unutulmaz bir iz bırakıyor. Filmin yapımcıları ve oyuncuları, Kurup karakterini ve onun sahip olduğu karmaşık duygusal dünyayı etkileyici bir şekilde canlandırmışlar. Kurup, bir yandan da izleyicinin içinde bir çeşit adalet arayışı oluşturuyor. Acaba Kurup sonunda hak ettiği cezayı alacak mı, yoksa suçlarından sıyrılıp kurtulmayı başaracak mı? Bu sorunun yanıtını filmde bulmak, izleyeni adeta bir anahtarın peşinde koşan bir detektif gibi hissettiriyor.