Film, küçük bir CD dükkanında karşılaşan iki aşığı konu alıyor. Ortak noktaları aynı müziği sevmeleri olan bu iki kişi, birbirlerine ilk anda sıcakça yanıt verirler. Adam, 3 kişilik bir müzik grubunda gitaristtir ve müziğe olan tutkusu adeta her haliyle ortaya çıkar. Kadın ise Londra Şehri'nde çalışan bir finansçıdır ve ailesinin geçimini sağlamaktadır. Bu durum da onun hayata bakışını ve karakterini belirleyen önemli bir faktördür. İki karakter arasında ilk anda oluşan bu müzik sevgisi bağı, onları romantik ve tutkulu bir aşk hikayesine sürüklüyor. Ama her aşk hikayesinde olduğu gibi, bu ilişkinin de bazı zorlukları var. Onlar aşkın başlangıç aşamasındaki tutkuyu sürdürmeye çalışırken, kadının yoğun iş temposu ve adamın müzik kariyerinin belirsizliği ilişkilerini zorlaştırıyor. İlişkilerinin temelinde yatan müzik sevgisi ise bir yandan onları bir arada tutmaya çalışırken, bir yandan da onları sorgulamaya itiyor: Aynı müziği sevmek, yıllar sonra bile onları bir arada tutmaya yetecek mi? Film bu sorunun yanıtını izleyiciye sunmuyor, bunun yerine izleyiciyi bu sorunun yanıtlarını düşünmeye ve kendi aşk anlayışlarını sorgulamaya yönlendiriyor. Bu anlamda film, sadece bir aşk hikayesi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda aşkın ve ilişkilerin karmaşıklığını ve zorluklarını da gözler önüne seriyor. Bu yüzden bu filmi, sadece romantik film severler için değil, aynı zamanda derin düşüncelere dalmak isteyenler için de tavsiye ederim.