Ben Mears, çocukluğunun bir kısmını Maine'in Jerusalem's Lot olarak bilinen kasabasında geçirmiş olan bir yazardır. Aradan geçen 25 yılın ardından kasabaya geri dönen Ben, uzun süredir terk edilmiş olan Marsten Evi hakkında bir kitap yazmayı planlamaktadır. Çocukken burada yaşadığı kötü bir deneyim, onun geri dönmesini tetikleyen temel sebeplerden biridir. Ancak Ben, kasabaya dönüşüyle birlikte sadece eski anılarını değil, aynı zamanda kasaba halkını tehdit eden kadim bir kötülüğün de geri döndüğünü keşfeder. Bu eski ve karanlık güç, kasaba sakinlerini birer birer vampire dönüştürmeye başlamıştır. Bu uğursuz olayların hızla artması, kasabayı bir vampire dönüşmüş insanların istilasına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya bırakır. Ben, kasabayı saran bu ölümsüz salgınını durdurmaya ve masum insanları kurtarmaya yemin eder. Hem kendi içindeki korkularla, hem de kasabaya yayılan bu vampir tehdidiyle mücadele ederken, bir yandan da kasabanın tarihi ve Marsten Evi’nin geçmişiyle ilgili sırları gün yüzüne çıkarmaya çalışır. Her adımda gerilim dolu bir atmosferin hakim olduğu bu film, izleyiciyi kasaba halkının başına gelenlerin ardındaki gizemi çözmeye davet ediyor.