1855 yılında geçen bir epik dram dalında olan film, daimyo lakaplı bir hükümdarın, yeni gelen Amerikalılara karşı ne denli direnebileceklerini ölçmek amacıyla adamlarını zorlu bir maratonun ortasına salmasıyla başlıyor. Ancak hükümdarın bu emrinin asıl amacı, Shogun tarafından yanlış anlaşılıyor ve bu, işin rengini değiştiriyor. Shogun, bir yanılgı sonucu suikastçilerini görevlendiriyor. Film, aslında sadece bir dayanıklılık testi olması gereken durumun, karmaşık politik entrikalar ve beklenmedik ölüm tehditleriyle dolu bir hayatta kalma savaşına dönüşmesini çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Filmin, Japonya'ya yeni ayak basan Amerikalılarla ülkenin yerli savaşçı sınıfı arasındaki gerginliği ve bunun sebep olduğu iç çatışmaları etkileyici bir şekilde tasvir etmesi dikkat çekiyor. Zengin tarihi referansları ve dönemin sosyo-politik yapısını aktarmadaki başarısı ise izleyiciyi o döneme götürüyor. Ayrıca maraton sahnelerindeki fiziksel zorluklar ve karakterlerin içsel çatışmaları da izleyicinin nefesini kesiyor. Filmin estetik açıdan güçlü yönlerinin yanında, bir daimyo, Shogun ve samurayların entrikaları arasında geçen gerilim dolu bir hikaye anlatması da sinema severler için cezbedici olacaktır.