Bir genç kızın doğum sırasındaki ölümünün ardından bıraktığı günlük, onu, şiddet dolu bir Rus mafya ailesinin içine sürüklediği tecavüz olayıyla bağlantılı olan çocuğuna dair ipuçları sunuyor. Film, hikayesini bu korkutucu ve dramatik olayın etrafında şekillendiriyor. Bu karanlık hikaye, kan donduran bir Rus mafya ailesi ve bu ailenin iç yüzüne bir genç kızın çaresizce bıraktığı günlük yazıları sayesinde tanık oluyoruz. Genç kızın anneliğe adım atarken hayatının sona erdiği acı dolu anlar, her bir sayfada bizlere sert ve gerçek bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kızın çocuğunun babasının kim olduğunu ortaya çıkarmak için bıraktığı ipuçları, izleyiciyi adeta bir dedektif gibi hikayenin derinliklerine çekiyor. Filmin temel odak noktası olan tecavüz konusu, hem ele alınış biçimi hem de etkisiyle büyük bir etki yaratıyor. Film, şiddetin ve suçun egemen olduğu bu karanlık dünyayı, genç bir kızın gözünden, onun yaşadığı zorlukları ve acıları anlatarak gözler önüne seriyor. Mafyanın acımasızlığını ve korkunç dünyasını, günlük aracılığıyla anlatılan genç bir annenin trajedisinde görmek izleyiciyi hem sarsıyor hem de düşündürüyor. Rus mafya ailesinin sert ve vahşi yaşamı, genç kızın naif ve masum hayatı ile çarpıcı bir şekilde karşılaştırılıyor. Bu kontrast, izleyiciye bu amansız dünyada masumiyetin ve insan onurunun ne kadar kolay bir şekilde yok edilebileceğini gösteriyor. Sonuç olarak, bu film, gerçekçi ve sert bir bakış açısıyla ele aldığı konular ve yarattığı duygusal etki ile izleyicinin hafızasında kalıcı bir iz bırakıyor. Tecavüz, şiddet ve çaresizlik konularına cesurca eğilen bu film, sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.