Mumbai'nin meşhur ve son derece etkin öğle yemeği kutusu teslimat sisteminde yaşanan bir yanlışlık, genç bir ev kadınıyla hayatının sonbaharındaki yaşlı bir adamı bir araya getirir. Bu hikaye, yalnızca bir öğle yemeği kutusunun etrafında şekillenirken izleyicilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Öyle ki, bir yemek kutusu aracılığıyla notlar alışveriş yapılırken birlikte fantastik bir dünya inşa etmeye başlarlar. Bu olay örgüsünde lezzetli Hindistan yemekleri, Mumbai'nin karmaşası, genç bir ev kadınının hayatına dair detaylar ve yaşlı bir adamın hüzünlü hayatı gibi birçok farklı unsur birleşiyor. Bu sevimli ve dokunaklı hikaye, birbirine yabancı iki insanın yemek kutusu aracılığıyla kurduğu yakınlığın hikayesini anlatırken, bir yandan da izleyicilere Hindistan'ın renkli kültürünü ve toplumsal yaşamını sunuyor. Bunun yanı sıra, teslimatın yanlışlıkla başka bir kişiye gitmesinden doğan bu eşsiz dostluğun, izleyiciye hayatın ne kadar sürprizlerle dolu olduğunu, iletişimin farklı yollarının bireylerin hayatlarını nasıl değiştirebileceğini ve yalnızlıkla başa çıkmanın yeni yollarını ne kadar tatmin edici olabileceğini gösteriyor. Film, yaşamın rutininden sapmaların ve beklenmedik olayların hayatı ne kadar zenginleştirebileceğini anlatan çarpıcı bir öyküye sahip. Hem ev kadını hem de yaşlı adamın karakter gelişimleri ve birbirleriyle olan ilişkileri, izleyicinin kendinden bir parça bulabileceği bir hikayedir. Yani, bu film, gerçek ve dokunaklı hikayesi ile sıradan bir film deneyiminden çok daha fazlasını vaat ediyor.