18. yüzyılın başlangıcına doğru, Fransa Kralı, iki düellocuyu ülke dışına sürer. İlki, savaşta olan Rusya'ya; diğeri ise İsveç'e gönderilir. Film, bu iki karakterin politik ve durumları üzerinden iç içe geçmiş karmaşık bir dönemsel hikâye anlatıyor. İkisi de esasen bu sürgünler yüzünden düşman topraklara düşen düellocular, kendi hikâyelerini, varoluşlarını ve onur mücadelelerini yerel çatışmaların ve dönemin politik atmosferinin içinde örüyorlar. Eskiden birbiriyle düello yaparak hayatta kalma mücadelesi veren bu iki düello ustası, şimdi farklı ülkelerde bambaşka mücadeleler vermek zorunda kalır. Film, bu iki karakterin yaşadığı iç savaşları, onurlu savaşları ve hayatta kalma mücadelelerini ele alırken, aynı zamanda 18. yüzyılın politik ve toplumsal atmosferini de anlatmayı ihmal etmiyor. Kendilerini savaşın ortasında bulan bu iki düellocu, sadece hayatta kalmakla kalmaz, aynı zamanda kendi varoluş mücadelelerini de başarılı bir şekilde yürütürler. Fransa Kralı'nın bir nevi sürgün cezası olarak verdiği bu karar, aslında onları birer kahramana dönüştürür. Bir yandan kendi hayatları için savaşırken, diğer yandan da savaştıkları bu topraklara dair anlayış ve değerleri değiştirirler. Muhakkak ki drama ve aksiyon dolu bu film, sadece dönemin Fransası’nın değil, aynı zamanda İsveç ve Rusya’nın da sosyo-politik atmosferini seyirciye mükemmel bir şekilde sunuyor. Dolayısıyla, bu filmi her sinema severin mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu iki kahramanın yaşadığı acılar, sevinçler ve hayatta kalma mücadeleleri, sizi etkileyici bir tarihi döneme, 18. yüzyılın karmaşık dünyasına götürecek.