Hayatını Lima, Peru'da yaşayarak geçiren ve kalbi kırgın bir reklam yazarı olan Ana’nın hikayesine göz atıyoruz. Ana, aşkın yaralarını sarmanın ve kişisel hayatına anlam katmanın peşinde bir hikaye kurguluyor. Bekâr bir kadın olarak yaşamanın zorluklarından, maceralarından ve tatlı anılarından ilham alarak bir blog başlatmaya karar veriyor. Kısa sürede yaratıcı yazılarıyla dikkat çeken Ana, blogunun beklenmedik bir şekilde popülerleşmesiyle şaşkına dönüyor. Yazdığı yazılarla hayatın içinden kesitler sunan Ana, bekar bir kadının hem toplumda hem de özel yaşamında karşılaştığı zorlukları, aşk hikayeleri, kırıklıklarını ve başarılarını paylaşıyor. Kendi deneyimleri ve düşünceleri üzerinden birçok farklı konu ve duyguyu ele alan blogu, birçok insanın yaşadığı ama dile getiremediği durumları anlatması sebebiyle geniş kitlelere ulaşmayı başarıyor. Ana'nın belki de en çok ilgili çeken yönü, samimi ve içten dili. Her yazısında okuyucularını kendi düşüncelerine davet ederek, onları kendi yaşam hikayesine dahil ediyor ve bu da onun blogunu son derece başarılı ve popüler kılıyor. Bir kadının iç dünyasına, yaşam mücadelesine ve toplumunun getirdiği zorluklara çarpıcı bir bakış açısı sunan bu hikaye, bizlere hayatın her anının değerli olduğunu ve her durumdan bir ders çıkarılması gerektiğini hatırlatıyor. İnsanın hayatta karşılaştığı zorlukları, kendi çabaları ve iradesiyle nasıl aşabileceğini gösteren bu yapım, umut ve mücadele dolu bir yaşam hikayesi sunuyor.