Geleceğin pek de uzak olmayan bir dönemine odaklanan bu filmde, terörizm ve suçla son derece radikal bir şekilde mücadele etmeyi planlayan Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin çabalarını takip ediyoruz. Hükümet, bir sinyal yayını gerçekleştirme planlarını hayata geçiriyor. Bu sinyal, hızla yükselen suç oranlarını ve giderek artan terör eylemlerini engellemek amacıyla düzenleniyor. Sinyal, insanların bilinçli bir şekilde yasa dışı eylemler gerçekleştirmelerini imkansız kılacak bir mekanizmayı harekete geçirecek şekilde tasarlanmıştır. Hükümetin bu kararı, suç eylemlerine karşı son ve nihai çözüm olarak görülüyor. Ancak, böyle bir teknolojinin var olduğu ve kullanıldığı bir dünyada yaşamanın getireceği etik ve moral sorunlar filmde derinlemesine inceleniyor. Ayrıca, böyle bir sistemde yasa dışı eylemler gerçekleştirmeyi öngören veya sistemden kaçmayı başaran bireylerin var olup olmadığı konusu da ayrıntılarıyla araştırılıyor. Yani, film, sadece hikayenin yüzeyine değinmekle kalmıyor, aksine, insan hakları, özgürlükler ve hükümet gözetimine ilişkin karmaşık sorularla dolu bir tartışmayı tetikliyor. Hem bir aksiyon filmi olarak, hem de toplumun geleceğine dair düşündürücü bir distopya olarak etkileyici bir denge yakalıyor.