Gelecekte, aşırı kalabalık ve distopya dolu bir toplumda geçen bu film, her bir karede toplum eleştirisini ve sistem karşıtı duruşunu başarılı bir şekilde yansıtıyor. Film, en düşük test sonuçlarına sahip olan öğrencilerin ayıklanarak toplumdan çıkarıldığı bir eğitim sistemini odak noktasına alıyor. Bu sistemde, iki öğrenci, testlerde hatalar olduğunu keşfederler. Belki de sistemin en alt tabakasındayken, tüm sistemdeki çarpıklığı ve adaletsizliği açığa çıkaran bu hataların peşine düşerler. Buldukları bu hatalar, var olan bu adaletsiz düzende, tüm kuralları alt üst etme potansiyeli taşır. Yüksek test sonuçlarına sahip öğrenciler ayrıcalıklı bir yaşam sürerken, düşük performans gösteren öğrencilerin yok sayılması ve dışlanması, filmin temel eleştiri noktasını oluşturuyor. Test sisteminin hatalı olduğunu fark eden ve bunun peşinden giden öğrenciler, sistemin ikiyüzlülüğünü ve adaletsizliğini çıplaklıkla ifşa ederler. Bu açıdan bakıldığında, film, sadece bir distopyayı değil, aynı zamanda eğitim sisteminin acımasız ve adaletsiz yüzünü de sergilemektedir. Akıcı bir anlatıma sahip olan film, seyircinin dikkatini sahnelerde kullanılan alegorik öğeler ve simgeler aracılığıyla sürüklerken, aynı zamanda seyirciyi düşündürmeyi başarıyor. Her ne kadar dramatik ve gergin bir atmosfer içerisinde ilerlese de, filmdeki baskın temalar ve karakterlerin gelişimi, izleyicinin zihninde pek çok soru oluşturmayı başarıyor. Sonuç olarak, bu distopik film, toplumsal eleştiri ve alegori dolu bir hikaye sunuyor. Toplumun ve özellikle eğitim sisteminin hatalı yönlerini ele alan bir bakış açısı ile, sadece bir bilim kurgu filmi olmanın ötesinde, derin ve etkileyici bir toplum eleştirisi sunuyor. Özellikle eğitim sistemi ve sınıf ayrımı üzerine düşünenler için izlemeye değer bir film.