Julián, Kanada'da yaşayan eski dostu Tomás'ın beklenmedik bir ziyaretini kabul eder. Bu ziyaret, Julián ve Tomás'ın hayatında önemli bir an oluşturur çünkü her iki adam da Julián'ın karmaşık durumuyla başa çıkmak zorundadır. Bu ikili, Julián'ın sadık köpeği Truman'ın da eşlik ettiği bu süreçte, birbirinden duygusal ve sürpriz dolu anlar paylaşır. Julián'ın hayatındaki bu karmaşık durumu ve belirsizlikleri, Truman'ın bakışları ve tepkileri üzerinden seyirciye yansıtan yönetmen, filmin hikayesine derinlik ve gerçekçilik kazandırıyor. Bu süreçte dostluk, sadakat ve hayatın acımasız gerçekleri üzerine bir tartışma başlatılmasını sağlayan bu durum, filmi daha karmaşık bir hale getiriyor. Özellikle Julián ve Tomás'ın karşılaştığı tüm bu sorunları, Truman'ın sadık ve neşeli varlığı hafifletiyor. Ayrıca, Julián'ın hayatındaki bu belirsiz dönem boyunca Truman'ın da nasıl bir değişim içinde olduğunu gözlemlemek, filmi daha da etkileyici bir hale getiriyor. Sonuç olarak, bu film; dostluk, sadakat ve hayatın gerçekleri üzerine etkileyici bir tartışma başlatıyor. Julián'ın hayatındaki bu zorlu süreç, Tomás'ın desteği ve Truman'ın sadık varlığı sayesinde daha da anlamlı bir hal alıyor. Bu duygusal ve sürprizlerle dolu yolculuk, izleyiciye hayat hakkında önemli dersler veriyor.