Son zamanlarda Libya'da acımasız bir gözaltı sürecinin ardından yaralarını sarmak ve başına gelen travmayla yüzleşmek için Sicilya'da saklanan bir savaş fotoğrafçısının hikayesine tanıklık ediyoruz. Bu gizemli ve kırılgan karakterin hikayesi, eski aşkının ve mentorunun evine oldukça yakın bir yerde geçiyor. Ancak hikaye burada sınırlı kalmıyor; bir süre sonra fotoğrafçı, ihtiyaç içerisinde olan bir Tunuslu göçmenle kesişiyor. Bu etkileyici hikaye, farklı yaşamlara ve kültürlere ışık tutma gücüne sahip. Libya'da yaşadığı acımasız gözaltı sonrasında kişisel savaşlarını ve travmalarını yeniden ele alıp, hayata tekrar nasıl tutunabileceğini araştıran savaş fotoğrafçısının zorlu yolculuğunu izlerken, aynı zamanda mülteci bir Tunuslu'nun hayatta kalma savaşı ve yeni bir yaşam kurma çabalarını da gözler önüne seriyor. Bu iki karakterin kesişen yaşamları aracılığıyla insanlık durumlarına, kültürel çatışmalara ve kişisel kurtuluşa dair önemli ve anlamlı mesajlar veriyor. Hikaye, küresel meseleleri ve bireysel travmaları, iç içe geçmiş haliyle sunuyor. Bu hikayenin sağladığı derinlik ve perspektif sayesinde, izleyicilerin düşünce tarzları ve dünyaya bakış açılarına farklı bir boyut kazandırıyor. Kendi savaşlarıyla boğuşan bu iki karakterin birbirleriyle olan etkileşimleri, empati ve insanlık hali üzerine düşündürücü bir yorum sunuyor. Bu film, sadece bir hikaye anlatmıyor, aynı zamanda izleyicisine global çatışmaların ve kişisel savaşların sonuçlarını, etkileyici ve hüzünlü bir hikayeye dönüştürerek sunuyor.