Zorlu bir yaşam süren genç bir kadın ve bununla beraber onun otoriter bir baba figürüyle ilişkisine odaklanan bir filmle karşı karşıyayız. Genç kadınımızın hayali, Silat adı verilen ve Endonezya'nın kendi versiyonu olan kung fu'da bir şampiyon olmaktır. Bu amaç uğruna baba baskısını aşmak zorunda olan genç kadın, her gün daha da güçlenerek kendini bu spora adamıştır. Baba figürü ise, kızının bu uğraşını onaylamamakta ve bu durum genç kadının hayalleri ile gerçekler arasında sıkışıp kalmasına sebep olmaktadır. Kızının bu tutkusuna karşı çıkan baba, onun toplumdaki yerini ve geleneksel rolünü koruma çabası içinde, kızının yeteneklerini ve hayallerini göz ardı eder. Film, bu sosyo-kültürel çatışmanın ve bir bireyin kişisel hedeflerine ulaşmak için verdiği mücadelenin detaylı bir anlatımını sunar. Her ne kadar temelde bir spor filmi gibi görünse de, bizlere aslında bir baba-kız ilişkisini, geleneksel ve çağdaş değerlerin çatışmasını, kişisel gelişim ve özgürleşme yolculuğunu anlatmaktadır. Filmi izlerken kadın karakterimizin silat üzerinden kendini ifade etme çabalarına, onun bu alanda bir şampiyon olma hayaline ve baba karakterinin değişmeyen tutumuna tanık oluyoruz. Bu çerçevede, film bir yandan dayatılan rollerin ve beklentilerin ağırlığını gözler önüne sererken, diğer yandan da bireysel düşlerin ve hedeflerin peşinden koşmanın önemini vurgulamaktadır.
