Bu film, genç bir Pakistanlı adamın Amerikan Rüyası'nı yaşama talebini merkezine alıyor. Wall Street'te kurumsal başarıyı kovalayan bu genç adam, kendini bir anda Amerikan Rüyası, bir rehine krizi ve ailesinin sürekli çağrıda bulunduğu anavatanı arasındaki bir çatışmada buluyor. Filmde, Amerikan Rüyası'nın diğer kültürlerle çelişen ve çatışan yanlarına dair bir eleştiri öne çıkıyor. Ana karakterin, Amerikan toplumunda başarılı olmaya çalışırken yaşadığı zorluklar ve toplumsal dışlanma tecrübeleri, izleyicisini düşündürücü bir düzlemde derinlemesine düşünmeye sevk ediyor. Rehine krizinin ve ailesinin anavatanına olan sürekli çağrısı ise karakterin iç dünyasında yaşadığı ikilemi ve kimlik bunalımını ortaya koyuyor. Kendisini Amerikalı olarak mı yoksa Pakistanlı olarak mı tanımlaması gerektiği, hangi kültürel norm ve değerlere uygun yaşaması gerektiği gibi konular işleniyor. Etnik ve kültürel kimlik arayışının, Amerikan toplumunda var olma çabasının ve aidiyet duygusunun karmaşıklığının bir analizi olan bu film, izleyicilerine hem sinematografik bir zevk sunuyor hem de evrensel konular üzerinde düşünmeye davet ediyor.