Andre, Brezilya'nın Ouro Preto kentinde, eski bir alüminyum fabrikasına yakın bir endüstri bölgesinde yaşayan genç bir çocuktur. Bugünlerden birinde, fabrika çalışanlarından birine ait bir defter bulur. Öykü, bu noktada açılır ve izleyiciyi Andre'nin dünyasına çeker. Bu dünya, endüstriyel atmosferi ve yoksullukla bezenmiş, ancak özünde masumiyet ve merak barındıran bir çerçeveye sahiptir. Andre'nin fabrika çalışanının defterini bulması, hem onun yaşamına hem de fabrika işçilerinin yaşamına dair kapıları aralar. Andre'nin bu defter sayesinde işçilerin sıradan ve zorlu yaşamlarını, mücadelelerini ve umutlarını keşfediyoruz. Andre, bu zorlu yaşamların içinde kendi varlığını ve yeri sorgulamaya başlar. Bu hikaye, endüstriyel bir kasabanın basit yaşamı ve alüminyum fabrikası işçilerinin hayatlarından bir kesit sunarak, bizi günlük yaşamın karmaşıklığı ve etrafımızdaki dünyanın anlamına daha derin bir bakış açısıyla bakmaya davet ediyor. Bu basit hikaye, farklı yaşamlardan bir not defteriyle geçen bir yolculukla, yaşamın karmaşıklığını ve güzelliğini gözler önüne seriyor. Güçlü ve çarpıcı bir hikaye anlatımıyla, izleyiciler Andre'nin yaşamına ve onun gözünden endüstriyel bir kasabanın atmosferine bizzat tanıklık ediyor. Andre'nin, fabrika işçilerinin dünyasına adım atışı ve bu dünyayı anlamaya çalışması, filmi izlerken bize de kendi yaşamlarımızı sorgulama ve anlamlandırma imkanı veriyor. Bu bizi hem duygusal bir voyage'a çıkarıyor, hem de yaşamın çeşitli yönlerine anlamlı bir bakış sunuyor.