Alfred "Boogie" Chin'in yetişkinliğe adım atma hikayesini anlatan film, Queens, New York'ta yaşayan bir basketbol fenomenini konu alıyor. NBA'de oynama hayalleri kuran Boogie’nin hayatı, ailesinin ondan bir üniversite bursu kazanmasını beklemesiyle karmaşık bir hâl alıyor. Çocukluğunun son demlerinde, önemli kararların eşiğinde olan Boogie, hayalleri ve ailesinin beklentileri arasında sıkışıp kalıyor. Film, Boogie'nin bu süreçte yaşadığı çatışmaları, dostlukları ve aşkları büyüleyici bir şekilde anlatıyor. Ayrıca, Amerikan hayatının gerçekçi bir portresini çizen film, bir genç olarak yetişkinliğe geçişin zorluklarını, aile beklentileri ile bireysel hedefler arasındaki çekişmeyi başarıyla gözler önüne seriyor. Boogie'nin hayalleri ve ailesinin beklentileri arasında kalışını, gençlik çağına aidiyet hissi ve aynı zamanda yetişkin olma baskısı altında ezilme hissini çok iyi veriyor. Film, ebeveyn-birey çatışmasının yanı sıra, Amerikan toplumunun baskıları, ırkçılık ve sınıf çatışmalarını da işliyor. Bu hikaye, bir tarafıyla Amerika'nın gettolarında yetişen bir genç olarak hayatta kalma mücadelesini, diğer tarafıyla da genç bir yeteneğin kendi kimliğini bulma ve hayallerini gerçekleştirme yolunda karşılaştığı zorlukları anlatıyor. Özellikle Alfred "Boogie" Chin karakterinin hayatındaki bu dönüm noktası, çağımızın gençlerinin içinde bulunduğu çelişkileri son derece başarılı bir şekilde yansıtıyor.