Korkunç bir travma sonrasında doğum gününü bir daha asla kutlamamaya karar veren genç Emma'nın hikayesini izlediğimiz bu film, izleyicisini karmaşık duyguların cenderesinden geçiriyor. Doğum gününde yaşadığı acı hatıralarla yüzleşmek istemeyen Emma'nın, 21 yaşına girdiğinde yakın arkadaşı tarafından sürpriz bir doğum günü partisi ile karşılaşması ve bu partinin uyanmakta olan korkunç yaratıkları beraberinde getirmesi, izleyiciyi derinden sarsıyor. Yapımın dikkat çekici yanlarından biri, geçmişle bağlarını koparma kararı alan genç bir kadının hikayesini merkezine alırken, bir yandan da bilinmezlik ve korkuyu ön plana çıkarması. Yıllardır bekleyen dehşetlerin yavaş yavaş uyanışına tanıklık etmek, adeta histerik bir korku atmosferinin oluşmasına neden oluyor. İzleyiciyi bir yandan hikayenin gizemine çekerken, diğer yandan da korku ve gerilimi yüksek dozda hissettiriyor. Elbette ki bu uyanış, Emma'nın hayatını tamamen değiştiriyor. Uzun süre boyunca sakladığı korkuları ve geçmişindeki bu kabusu yeniden yaşaması herkesin hayatını etkiliyor. Ancak film, sadece bu korkulara odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda Emma'nın arkadaşının niyetlerini ve diğer karakterlerin bu duruma nasıl tepki vereceğini de merakla bekliyoruz. Genel olarak bakıldığında, geçmişin korkularına ve travmalarına karşı bir savaşın etkileyici bir şekilde ele alındığı bu film, son derece başarılı bir psikolojik gerilim olarak karşımıza çıkıyor. Bu hikaye, korkunun nasıl içten içe büyüyebileceğini, hatta bize en yakın olanların bile hiç beklemediğimiz bir anda nasıl korkunç yaratıklara dönüşebileceğini gösteriyor. İzleyenleri hem derinden etkileyen hem de düşündüren bu film, korku sinemasının en dikkat çekici örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.