Sudan’daki Amerikan gazeteciler, gözlemledikleri vahşeti bildirmek adına ülkelerine geri dönmekle yüz yüze gelirken, bir yandan da karşılaştıkları bazı mağdurlara yardım etme seçeneğini düşünüyorlar. Bu, etik ve moral ikilemlerle dolu bir durumdur. Profesyonel misyonları gereği haber değeri taşıyan bu vahşeti tüm dünyaya duyurmak ve belki de bir fark yaratmak için bir adım atmaları gerekiyor. Ancak, birebir tanık oldukları bu insanlık dramının içerisinde yer alarak yardım eli uzatmak ve sorumluluk almak da onları aynı derecede kuşatıyor. Diğer yandan, kendi güvenlikleri de ciddi anlamda tehlike altında. Sudan'ın zorlu ve tehlikeli koşullarında kalmak, hayatta kalmak için bir mücadele gerektirir. Sonuçta, bu gazetecilerin kararları, sadece kendi değil, aynı zamanda duyurdukları hikayelerin de kaderini belirleyecektir. Dolayısıyla, bu etik ve vicdani çıkmaz, onların bir sonraki adımını sadece karmaşık ve zorlu hale getirmiyor, aynı zamanda birçok hayatın da doğrudan etkilendiği bir durum yaratıyor.
