CIA ajanları Palmer ve Gagano, 'Sovyetler Birliği' adı verilen bir bilgisayar virüsünü yok etmek amacıyla bir göreve atanırlar. Son teknoloji kullanarak sanal gerçeklik aracılığıyla sisteme girerler, fakat her şey bekledikleri gibi gitmez ve bu görev, talihsiz birer kapanın içine düşerler. Bu filmin merkezinde, bir bilgisayar virüsünün yok edilmesi görevi yatar ama aslında çok daha derin ve karmaşık bir hikaye anlatılıyor. Palmer ve Gagano’nun sisteme girişleri, sadece bir bilgisayar düğmesine basmaktan daha fazlasını gerektiriyor. Hepimizin bildiği geleneksel ajanlık eylemlerinin yanında, bu görev aynı zamanda ajanlarımızın zihinlerine de bir yolculuk anlamına geliyor. İkilinin, bilgisayar virüsünü yok etme sürecinde yaşadıkları ve başlarına gelen talihsiz olaylar, onların sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal dayanıklılıklarını da sınava tabi tutuyor. Bu durum, filmi sadece bir aksiyon veya bilim kurgu filmi olmaktan çıkarıp, aynı zamanda bir psikolojik gerilim filmine dönüştürüyor. Film boyunca, "Sovyetler Birliği" virüsünün sistem üzerindeki etkilerini ve bu tehlikeli misyonun ikilinin üzerinde bıraktığı psikolojik izleri gözlemliyoruz. Kendilerini beklenmedik bir tuzağın içinde bulan ajanlarımız, hayatta kalmak ve görevlerini tamamlamak için zekalarını ve becerilerini kullanmak zorunda kalıyorlar. Böylece, bu film, sadece bir bilgisayar oyunu veya sanal gerçeklik gözlükleriyle girdiğimiz bir sistemi değil, aynı zamanda ajanların kendileri ve karşısında durdukları tehditlerle nasıl başa çıktıkları üzerine derinlemesine bir inceleme sunmaktadır. Bu yüzden, basit bir aksiyon filmi olarak görünen bu yapımı, aslında zengin ve karmaşık bir hikayeye sahip olan ilgi çekici bir deneyim olarak değerlendirebiliriz.