"The Unspoken System" adlı belgesel, Amerika'yı şekillendiren ve bugünün yaşamlarının insan bölünmelerinin bir hiyerarşisi tarafından nasıl tanımlandığını anlatan dikkat çekici bir yapımdır. Bizleri, toplumlarımızın yapısını ve insanlar arasındaki ilişkileri düşünmeye zorlar. Bu belgesel filmin temel odak noktası, tarihsel ve toplumsal bağlamda Amerika'nın oluşumu ve gelişimi üzerinedir. Filmin ana teması, Amerika toplumunun insanlar arası bölünmelerin hiyerarşisi tarafından nasıl yönlendirildiği ve bu durumun günlük yaşamlarımızı nasıl tanımladığı üzerine. Bu unutulmaz belgesel, kişisel hikayeler ve belgesel tarzındaki röportajlar aracılığıyla Amerika'nın bu 'yazılmamış sistemini' aydınlatıyor. Orijinal bir bakış açısı sunan bu film, Amerikan toplumunun altında yatan, ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçeği vurguluyor. Açıkça belirtmesem de, bu belgesel, Amerika'da yaşayan insanların sosyal ve ekonomik durumlarının, ırklarının, cinsiyetlerinin ve diğer demografik faktörlerin bir sonucu olarak nasıl belirlendiğini vurgulamaktadır. Amerikan toplumunun, hiyerarşik bölünmelerin bir sonucu olarak çeşitli eşitsizliklere sahip olduğunu ve bu durumun insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini göz önünde bulundurduğumuzda, bu belgeselin ne kadar önemli bir konuyu ele aldığını anlayabiliriz. "The Unspoken System" adlı bu belgesel, yalnızca bir belgesel filmi olarak değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik konularında bilinçlilik oluşturmak için önemli bir araç olarak da önemlidir. Bu belgesel, Amerikan toplumunun yapısını ve işleyişini merak edenler ve adil bir toplum oluşturmak için değişiklikler yapma arzusu olanlar için mutlaka izlenmesi gereken bir film.