Bir önce benzeri görülmemiş kapsamlı bir küresel pandemi, insanoğlunun büyük çoğunluğunu şiddete meyilli "Enfekte"lere dönüştürdüğünde, enfekte olanların yeni dilini konuşabilme yeteneğine sahip olan bir adam, son hayatta kalanları, Sıfırıncı Hasta ve bir çözüm beklentisi ile cesurca bir arayışa liderlik eder. Bu, dünyamızın kana susamış, özgür iradelerini kaybetmiş bu yaratıklarına karşı verdikleri, korkunç ve vahşi savaşın hikayesi. Film, adeta bir clas-of-the-titans anısını yaşatırken izleyiciyi bambaşka bir dünyanın içine çekiyor. Karamsar bir atmosfer, gerilim dolu sahneler ve tabii ki bilim kurgunun sunduğu farklı ve etkileyici bir hikaye bizleri bekliyor. Bu tuhaf ve yeni dili konuşabilme yeteneğine sahip kahramanın liderliğinde hayatta kalmaya çalışan insanların yolculuğu, izleyiciye umudun ve dayanışmanın önemini gözler önüne seriyor. Sıfırıncı Hastayı ve potansiyel bir çözümü bulma gayreti, izleyenleri koltuklarına çiviliyor ve her sahne, keskin bir bıçak gibi nefes kesiyor. Bu apokaliptik dünyada hayatta kalmanın ve insanlığı kurtarmanın peşinde koşan bir avuç insanın macerası, her sahnesiyle izleyicinin içine işliyor. Pandemi sonrası dünyanın vahşi manzaraları ve güçlü oyunculuk performansları ile "Enfekte"lerin içindeki dünyayı keşfetmekten daha heyecan verici bir deneyim var mı? Her sahnenin, her diyalogun, her karakterin sürükleyiciliği, izleyiciyi ekrana kilitleyecek nitelikte. Film, bir yandan dünyanın sonunu, diğer yandan insan doğasının zor zamanlarında neye dönüşebileceğini göstermesi açısından da oldukça çarpıcı. Kendi içinde birçok tema ve alt metni barındıran bu yapıt, onu bir bilim kurgu filminden daha fazlası yapıyor. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film.