Efsaneler arasında anlatılan denizci, huzurun kitabının hırsızlığıyla, Eris adlı tanrıça tarafından suçlanmıştır. Bu hikayenin ana çizgisi, denizcinin bu kitabı geri getirip çocukluk arkadaşı Prens Proteus'un hayatını kurtarmak için dünyanın sonuna, Eris'in krallığına yolculuk etmek zorunda kalması üzerine kurulu. Efsanevi denizci, bu önemli görevi yerine getirebilmek için iniş çıkışlarla dolu bir yolculuğa çıkmak zorundadır. Kendi masumiyetini kanıtlamak ve Prens Proteus'un hayatını kurtarmak için, Eris'in tehlikeli ve gizemli diyarına, dünyanın sonuna gitmek zorundadır. Basit bir çerçeveye sahip olmasına rağmen, hikaye akıcı ve heyecan verici. Eris'in krallığına yapılan yolculukta denizcinin cesareti ve azmi, seyircileri etkileyen detaylardan. Özellikle denizcinin Prens Proteus'u kurtarmak için göze aldığı riskler, izleyiciyi hikayeye daldırıyor. Efsanevi denizci ve Prens Proteus arasındaki çocukluk arkadaşlığı ise filmin geleneksel dostluk temasını güçlendiriyor. Aynı zamanda, Eris'in kurnazca hazırladığı tuzağın kötü niyetini ve hainliğini, denizcinin masumiyetiyle tezat oluşturarak seyircilere sunuyor. Bu da hikayenin genel çatışmasını daha da derinleştiriyor. Bu usta öykü anlatımıyla, efsaneler arasında anlatılan denizci, izleyicinin gözünde bir kahramana dönüşüyor.
